18 Ocak 2021 Pazartesi

Yedinci Gün- İhsan Oktay Anar


İhsan Oktay’dan okuduğum altıncı kitapla 2020 yılını kapattım. 2020 benim için en çok kitap okuduğum ama en az yorum yazdığım yıl oldu. Yılı Yedinci Gün’le kapatmaktan oldukça memnunum.  Dimağımda güzel bir tat bırakan bir eserle sonlandırdım yılı.  Ama bu kitabını da okuyunca anladım ki İhsan Oktay’ın kitaplarını yazım yıllarına göre okumak gerekiyor. Yani eğer henüz yazarın kitaplarına başlamadıysanız yazım yıllarına bakıp öyle okuyun. Zira okuduğunuz bir karakter bir sonraki kitapta karşınıza çıkabiliyor. Ben sizlere sıralamayı yapayım 😊

Puslu Kıtalar Atlası (1995)

Kitab-ül Hiyel(1996)

Efrâsiyâb’ın Hikâyeleri (1997)  *Okumadığım sadece bu kitabı kaldı.

Amat (2005)

Suskunlar(2007)

Yedinci Gün (2012)

Galiz Kahraman (2014)

Gelelim kitaba;

Kitap üç ana bölümden oluşuyor: Baba-Oğul-Hayat

1870’lerde padişahın bir sineği kovalamasıyla başlıyor “Baba” bölümü ama sonra olaylar ne ara bu kadar değişiyor ve nasıl hiç kopmadan ilerliyor hayret doğrusu. İşte bu yazarın kurgu yeteğinin ve dile hâkimiyetinin bir kanıtı. Diğer kitaplarında olduğu gibi burada da ilginç karakterler var. Zaten İhsan Oktay’ın kitabında karşınıza bir kedi çıksa bilin ki o normal bir kedi değildir.

Padişahımız ulu hakanımızın tahta çıkmasından evvelki sene “Şarapçılar Sokağı”nda, elinde hiç düşmeyen şişesiyle gezen ayyaş bekçi Murtaza’nın yine tüm havagazı lambalarını çifter çifter gördüğü bir gece, bekçinin postalları altında kalan kuyruğunu almak için yıllardır Murtaza’nın peşinde miyavlayarak dolaşan bir kedidir o. 😊

Yani İhsan Oktay’ın kitaplarında olaylar ve karakterler dağların yamaçlarından düşen bir çığ misali her satırda yeni bir karakter eklene eklene büyüyor. Sonra bir bakıyorsunuz Yedinci Gün’de olduğu gibi bir padişahla başlamışsınız ama kendinizi zamanda yolculuk yapan bir adamı okurken bulmuşsunuz.  Üstelik yazar zaman makinesini öyle detaylı anlatıyor ki altında başka bir sebep arıyorsunuz. Hani aklınızdan bir acaba geçiyor. Acaba yazar İhsan Sait’le dalga mı geçiyor? Barbar Moğol İhsan Sait’i eleştirirken acaba aslında kimleri eleştirmeye çalışıyor diye düşünüyorsunuz.

Peki kitaptaki zaman yolcumuz kim? İhsan Sait. ..  Evet yine bir İhsan var kitapta. Bu kez İhsan Sait’in nezdinde oldukça eleştirel bir tavır da takınmış yazar.   İhsan Oktay’ın karakterleri hep ilginç olmuştur. Buradaki diğer bir ilginç karakterimiz de İdris Amil. İdris Amil’i hatırladınız mı?  İdris Amil, Galiz Kahraman kitabındaki kahraman. İşte bu yüzden yazarın kitapları sırayla okunmalı dedim. Önce bu kitabı okuyup İdris Amil’i burada görüp sonra Galiz Kahraman’la İdris Amil’in derinliklerine inmeliydim.  Neyse yapacak bir şey yok  artık. Zaten yazarın okumadığım bir kitabı kaldı. En kısa zamanda onu da okumak istiyorum.

Kitabın Oğul bölümü savaşı anlatıyor. Yine burada da savaşla ilgili eleştirilerini satır aralarına eklemiş yazar. Artık kim ne kadarını fark ederse. Zira ben yazarın tüm anlatmak istediklerini fark edemediğimi düşünüyorum. Anladıklarımdan hep daha fazlasını içeriyor yazarın kitapları.

Hayalet kısmında ise zaman makinesi “Zeplin” geleceğe ulaşıyor artık.  İşe bu kısımda İdris Amil Hazretleri ortaya çıkıyor.

Kitabın içinde o kadar çok olay ve kişi var ki, hepsini buraya yazmak mümkün değil. Ama beni en çok etkileyen olaylar; İhsan Sait’in gelecekte yaşayan sevgilisine ulaşmak için zaman makinesi yapması, gelecekten gelen mektup, bir Alman asilzade ile oynadığı satranç oyunundaki kazanma yöntemi, Oğul bölümündeki savaş sahneleriydi.

Zaman zaman güleceğiniz, çoğunlukla da hayret edeceğiniz bu kitabı sakin kafayla okumanızı tavsiye ederim. İyi okumalar.

 

 

 

2 yorum:

  1. Yazarın kitaplarını sevdim ama bu kitabını henüz okumadım. Teşekkürler tanıtım ve sıralama için...

    YanıtlaSil
  2. Ben teşekkür ederim, yazarın diğer kitaplarını sevdiyseniz bu kitabını da seversiniz. Şimdiden iyi okumalar.

    YanıtlaSil