Puslu Kıtalar Atlası (1995)
Kitab-ül Hiyel(1996)
Efrâsiyâb’ın Hikâyeleri (1997) *Okumadığım sadece bu kitabı kaldı.
Amat (2005)
Suskunlar(2007)
Yedinci Gün (2012)
Galiz Kahraman (2014)
Gelelim kitaba;
Kitap üç ana bölümden oluşuyor: Baba-Oğul-Hayat
1870’lerde padişahın bir sineği kovalamasıyla başlıyor “Baba”
bölümü ama sonra olaylar ne ara bu kadar değişiyor ve nasıl hiç kopmadan
ilerliyor hayret doğrusu. İşte bu yazarın kurgu yeteğinin ve dile hâkimiyetinin
bir kanıtı. Diğer kitaplarında olduğu gibi burada da ilginç karakterler var.
Zaten İhsan Oktay’ın kitabında karşınıza bir kedi çıksa bilin ki o normal bir
kedi değildir.
Padişahımız ulu hakanımızın tahta çıkmasından evvelki sene “Şarapçılar
Sokağı”nda, elinde hiç düşmeyen şişesiyle gezen ayyaş bekçi Murtaza’nın yine
tüm havagazı lambalarını çifter çifter gördüğü bir gece, bekçinin postalları
altında kalan kuyruğunu almak için yıllardır Murtaza’nın peşinde miyavlayarak
dolaşan bir kedidir o. 😊
Yani İhsan Oktay’ın kitaplarında olaylar ve karakterler dağların yamaçlarından düşen
bir çığ misali her satırda yeni bir karakter eklene eklene büyüyor. Sonra bir
bakıyorsunuz Yedinci Gün’de olduğu gibi bir padişahla başlamışsınız ama
kendinizi zamanda yolculuk yapan bir adamı okurken bulmuşsunuz. Üstelik yazar zaman makinesini öyle detaylı
anlatıyor ki altında başka bir sebep arıyorsunuz. Hani aklınızdan bir acaba
geçiyor. Acaba yazar İhsan Sait’le dalga mı geçiyor? Barbar Moğol İhsan Sait’i
eleştirirken acaba aslında kimleri eleştirmeye çalışıyor diye düşünüyorsunuz.
Peki kitaptaki zaman yolcumuz kim? İhsan Sait. .. Evet yine bir İhsan var kitapta. Bu kez İhsan
Sait’in nezdinde oldukça eleştirel bir tavır da takınmış yazar. İhsan Oktay’ın karakterleri hep ilginç
olmuştur. Buradaki diğer bir ilginç karakterimiz de İdris Amil. İdris Amil’i
hatırladınız mı? İdris Amil, Galiz
Kahraman kitabındaki kahraman. İşte bu yüzden yazarın kitapları sırayla
okunmalı dedim. Önce bu kitabı okuyup İdris Amil’i burada görüp sonra Galiz
Kahraman’la İdris Amil’in derinliklerine inmeliydim. Neyse yapacak bir şey yok artık. Zaten yazarın okumadığım bir kitabı
kaldı. En kısa zamanda onu da okumak istiyorum.
Kitabın Oğul bölümü savaşı anlatıyor. Yine burada da savaşla
ilgili eleştirilerini satır aralarına eklemiş yazar. Artık kim ne kadarını fark
ederse. Zira ben yazarın tüm anlatmak istediklerini fark edemediğimi
düşünüyorum. Anladıklarımdan hep daha fazlasını içeriyor yazarın kitapları.
Hayalet kısmında ise zaman makinesi “Zeplin” geleceğe
ulaşıyor artık. İşe bu kısımda İdris
Amil Hazretleri ortaya çıkıyor.
Kitabın içinde o kadar çok olay ve kişi var ki, hepsini
buraya yazmak mümkün değil. Ama beni en çok etkileyen olaylar; İhsan Sait’in
gelecekte yaşayan sevgilisine ulaşmak için zaman makinesi yapması, gelecekten
gelen mektup, bir Alman asilzade ile oynadığı satranç oyunundaki kazanma
yöntemi, Oğul bölümündeki savaş sahneleriydi.
Zaman zaman güleceğiniz, çoğunlukla da hayret edeceğiniz bu
kitabı sakin kafayla okumanızı tavsiye ederim. İyi okumalar.
Yazarın kitaplarını sevdim ama bu kitabını henüz okumadım. Teşekkürler tanıtım ve sıralama için...
YanıtlaSilBen teşekkür ederim, yazarın diğer kitaplarını sevdiyseniz bu kitabını da seversiniz. Şimdiden iyi okumalar.
YanıtlaSil