18 Nisan 2020 Cumartesi

Neden Roman Okuyoruz?


Son zamanlarda kitaplar hakkında gördüğüm bazı yorumlar beni bu soruya cevap vermeye itti açıkçası.

Hayatın her zerresine bulaştırdığımız sayılardan ibaret olma hali ile maddecilik kitap okuma sebeplerimize de yansımış durumda.

Kimi okuduğu kitapların çetelesini tutuyor, kimi aylık okuma hedefini tutturma peşinde. Ama benim için en hazin olanı, kitapları seçerken, “bu kitap bana ne öğretecek acaba”  gözüyle bakanlar, kitapları içindeki bilgiye göre değerlendirenler.

Hâlbuki içinde size vereceği hiçbir yeni “bilgi” olmayan bir kitap yine de mükemmel bir kitap olabilir. Ya da bir ansiklopedi kadar bilgi içeren bir kitap size hiçbir şey katmayabilir.

Okumayı öğrendiğimden beri kitaplarla iç içeyim. Öyle çok şey bilen biri değilim.( Zaten bilmek
öyle iddialı ve öyle uçsuz bucaksız ki, çok şey bilmek mümkün değil.) Okuduğum bir kitaptaki şehirleri unutabilirim, savaşların adını hatırlamayabilirim. Ama o savaşta ölen kahramanın çektiği acıyı asla unutmam. İkilemlerde kalan bir ruhun uğultusunu duyarım. Her aşkta tekrar aşık olur, her ihanette yaralanır, varlık sebebini arayan biçarelerle aynı yolda yürürüm.

Ben, bilgi istiflemek için değil hissetmek için okurum. Çünkü savaşın adını hatırlamak beni daha bilgili, acıyı hatırlamak daha “insan” yapar.

Üstelik o son gün gelip de gözlerimi kapadığımda, bildiklerim değil hissettiklerim benimle olacak.

Peki sizin?

*Bu konuda söylemek istediğim çok söz var aslında. Belki de konuyu Sosyal Edebiyat Dergisi’nin yeni sayısında deşerim azıcık.


8 yorum:

  1. Yine severek okuduğum bir yazı. Ve kesinlikle aynı fikirdeyim Ayşeğül hanım.

    YanıtlaSil
  2. Ben genelde bilgilenmek ve eksik olduğum konularda kendimi tamamlamak için okurum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkesin sebebi farklı olsa da okumak güzel şey:)

      Sil
  3. Öyle derin bir konu seçmişsin ki...
    Üzerinde saatlerce ve hatta günlerce konuşmak gerek.
    Bir insan bir insanla neden konuşur ?
    Çünki konuşmak insanın doğasında vardır. İnsanlar konuşarak iletişim kurarlar. Kitap okumakta bir iletişim şeklidir. Bir kitapla konuşmak için onu okumak hatta okumakta yetmez onu anlamaya çalışmak gerek. Nasıl ki biz bir insanla her zaman bir şeyler öğrenmek için konuşmuyorsak bir kitaplada her zaman bir şeyler ögrenmek için konuşmamalıyız ( okumamalıyız ) .
    Her kitap bir şeyler öğretir özünde. Bir cümlesi bazen bin cümleye bedeldir. Bazen bir beldeye götürür bazense unuttuğumuz bir anıyı tekrar yanıbaşımıza getirir. Hayat anlardan ibarettir. Kitap okumakta bu anı güzelleştirir. Saygılarımla. Vesselam...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet tam da söylemek istediklerim bunlardı. Yani her kitabı bir ansiklopedi gibi görmeyelim. Bazen de ruhumuzu beslemesine izin verelim kitapların.
      Ve ne güzel söylediniz. "Bir cümlesi bazen bin cümleye bedeldir."
      Bazen okuduğum bir kitaptaki tek bir cümle iyi ki okumuşum dedirtebiliyor. Konu derin... Kitaplar da...

      Sil
  4. Her biri farklı bir birikimin ürünü olan kitapların içinde bilgiden ziyade bir hissiyat barındırdığını ve içinde yer alan tüm cümlelerin bunun bir yansıması olduğunu düşünürüm. Özellikle roman ve öykü türü için önemli olan içerisindeki bilgiden ziyade, yazarın hissiyatını anlamak ve yaşayabilmektir. Romanın her bir karakterinde, konunun geçtiği her bir sokakta o kitabı meydana getiren yaşanmışlıkların, birikimlerin ve anıların izlerini aramaktır bana göre. Ne kadar kurgu da olsa her roman içinde gerçekliği barındırır, çünkü gerçek duyguların bir yansımasıdır.
    Yarış eder gibi kitap okuyanları, rekabete girenleri, bir senede illa şu kadar kitap okuyacağım diyenleri ben de anlayamadım hiçbir zaman. Kitaplar günümüzdeki hızlı düzenin birer gösteriş aracı olmak yerine bu dünyadan bir kaçış, bir nefeslenme, biraz da olsa yavaşlayıp düşünmenin vesilesi olmalı aslında. Daha çok şey söylenebilir bu konuda, çok fazla uzatmak istemem. Soru ve yazı için teşekkürler. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorum için ben teşekkür ederim. Beni anlayan insanları görmek ne güzel :)

      Sil