27 Ocak 2018 Cumartesi

Başlangıç - Dan BROWN

     En son Cehennem’in kapılarını İstanbul’da aralarken bıraktığımız klostrofobik sembol-bilimci Robert Langdon, Mickey Mouse saatiyle bu kez İspanya’da karşımıza çıkıyor. Ve belki de dünyada en çok sorulan, cevabı tartışmalara hatta savaşlara yol açan bir konuyu irdeliyor:
     Nereden geldik, nereye gidiyoruz?
    “Tanrı’dan geldik, Tanrı’ya mı dönüyoruz; primatlardan geldik, soyumuz mu tükeniyor?”

     Bir bilgisayar dahisi olan fütürist Edmond Krisch, bu soruların cevaplarını bulduğunu, önce üç büyük dinin en yetkin kişilerine söyler. Sonra da tüm dünyaya etkileyici bir sunumla izletmek ister. Robert Langdon’un eski bir öğrencisi olan Krisch,  R.Langdon’a da sunumu izlemeye gelmesi için bir davetiye gönderir ve böylece olaylar başlar. 

    Dan Brown’un diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da faili meçhul bir cinayet, çözülmesi gereken sırlar,gezilecek müzeler, görülmesi gereken tarihi eseler ve tüm kitap boyunca ona eşlik edecek güzel ve çekici bir kadın var. Diğer kitaplarından farklı olarak bu kitapta kadın karakter biraz geri planda kalmış.  Aslına bakarsanız Langdon’un kendisi de geri planda kalmış. Çünkü kitapta bir sembol-bilim uzmanının çözmesi gereken aman aman kafa kurcalayıcı bir şifre de yoktu açıkçası. Peki R.Langdon’un kitapta ne işi vardı o zaman?  Satış politikası mı acaba?

    Dan Brown’un sıkı bir hayranı değilim ama şimdiye kadar okuduğum kitaplarından büyük keyif aldım. Özellikle Melekler ve Şeytanlar ile Cehennem kitaplarını bir solukta okumuştum. Da Vinci Şifresi ‘ni söylememe gerek yok sanırım. Zira hala Da Vinci Şifresi yazarı olarak biliniyor Brown. 

    Bu kitabında ise biraz hayal kırıklığı yaşadım. Kitabın neredeyse her bölümünün başında wikipediden alınmışçasına bir açıklamayla, bir müze ya da bir tarihi eserle ilgili bilgi verilerek kitabın bütünlüğünün bozulması ve kitabın sonlarına doğru açıklanan nereye gidiyoruz sorusunun cevabı hayal kırıklığımı arttırdı. Malumun ilanı için lafı bu kadar dolandırmaya gerek yoktu. Kitabın tanıtım sürecini de ekleyince hayal kırıklığım had safhaya ulaştı diyebilirim. Başlangıç kitabı yayımlanalı epey zaman oldu. Yayım öncesi, romana dair hiçbir ayrıntının dışarı sızmaması için, çevirmenler neresi olduğu açıklanmayan bir şehirde, üzerilerinde hiçbir teknolojik alet olmadan, bir odada haftalarca çalıştılar. Kitapla ilgili etkileyici bir tanıtım filmi de yayımlandı. Reklamı bu kadar ses getiren bir kitabın, yazarın diğer kitaplarının birkaç seviye gerisinde kalması üzücü maalesef.

    Peki okunmaya değmez mi? Değer tabi ki.

    İspanya’ daki önemli yapı ve eserleri şöyle bir kuş bakışı izlemek için, benim kitapta en sevdiğim karakter olan Krisch’in bilgisayarı Winston’u tanımak için, yapay zekanın gelebileceği nokta tedirgin edici olsa da bir bilgisayarı roman kişisi olarak görmek için okunur.


    Ayrıca kitabı henüz okumamış olanlar; teknolojik terimlere, fizik kanunlarına, yoğun bilimsel içeriğe ve bir de araya sıkıştırılan bir iki reklama hazırlıklı olun. Darwin, Miller-Urley deneyi ( ilksel çorba), entropi, tekniyum, D-Dalga, E-Dalga, tweening gibi terimlerle; Shakespeare, John Steinbeck, William Blake gibi isimlerin ve bir çok modern sanat eserinin harmanlandığı, yazarın diğer kitaplarına nazaran orta karar bir kitap sizi bekliyor. İyi okumalar.

 Kitapta geçen bazı mekan ve eserler:


Barcelona Supercomputing Center ( süper bilgisayar merkezi)
Jenny Holzer- Installation for Bilbao (Bu eseri de görünce kesinlikle anladım ki modern sanat bana göre değil.Ben klasik dönem mimarisi ve gotik eserleri seviyorum)

Holokost Hayat Ağacı Anıtı (Dohany Caddesi Sinagogu )

(Montserrat Manastırı)


( Louise Bourgeois'in dev örümcek heykeli- Maman )

(Guggenheim  Müzesi )


(Fujiko Namaya'nın Sis Heykeli )
Torqued Spiral ( Bükümlü Spiral)


(Avrupa'nın en büyük sinagogu- Dohany Sinagogu)
Yves Klein'in The Swimming Pool adlı eseri













































































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder