18 Ağustos 2016 Perşembe

Şah ve Sultan- İskender PALA

           Çaldıran Ovası’ nda karşılaşan Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim ile Safevilerin Şahı İsmail’in savaşı.Yani Şah ve Sultan’ ın savaşı.

            Peki haklı olan taraf kim bu savaşta?Kim bu savaştan galip çıkmayı hak ediyor?Ve yazar bir savaşı anlatırken hangi taraftan bakmalı,kazananı mı kaybedeni mi yüceltmeli?

            İskender Pala tam anlamıyla ikiye bölmüş kendini ve iki tarafta da durmayı başarmış.Yavuz’un musahibi Hüseyin ve İsmail’in himayesindeki Kamber olup iki açıdan da aynı derecede anlatmış olayları.Böylece hem Sultan’ ın hem Şah’ ın savaşma nedenlerini,savaş hazırlıklarını,gönül kırgınlıkları,yaralarını,iktidar hırslarını görme imkanı vermiş bize.

            Bu savaşın bir din-mezhep savaşı olmadığını da vurgulamış.İki tarafın da Hristiyanlarla hiç savaşmadığına, aksine ordularında onlara yer vererek,Hristiyanlara Müslüman kanı döktürdüklerine dikkat çekmiş.Savaşan tarafların aynı ağacın farklı dalları olduğunu da göstermiş.

           Babasını devirerek yerine geçen Selim’in nasıl Yavuz olduğunu Hüseyin’in dilinden anlatmış.Şeyh olarak çıktığı yolda önce Çocuk Şah,sonra da Şah İsmail olarak devam eden Safevi liderinin yaşadıklarını ise Kamber anlatıyor bize.
            
            Benim için kitabın en önemli ismi işte bu Kamber Can oldu.Kim olduğu ile ilgili bütün gizemi cebinde taşıdığını bilmeden yaşayan Kamber Can.Neden hadım edildiğini sorgulamayan,sevginin ne demek olduğunu arayan Kamber Can.Kamber, çevresinde sevginin bin bir türlü haline tanık oluyor.
           Yatağına koyduğu kılıcı kaldırmayan Şah’ın eşi Taçlı Hatun’da, öfkenin sevgiyle iç içe geçmiş halini,
            Kılıcı eşi kaldırana kadar beklemeye and içmiş olan Şah’ın sevgisinde çaresizliği,
            Taçlı Hatun’ u İstanbul’ a götüren Yavuz Sultan ile Taçlı arasında sevginin bir türlü yaşanamayan halini görüyor.

            Güzelliği dillere destan Taçlı Hatun’un çocukluk aşkını bekleyişinde belki de sevginin umut etmek olduğunu anlıyor Kamber Can.Bir hazineyi arar gibi sevginin izini sürüyor.Buluyor mu dersiniz?Bu sizin sevgiden ne anladığınıza bağlı.

            Sevgi bir adanmışlık hali ise,kul olmak,kul olmaktan gocunmamak ise,sevgilinin ismi,cismi,cinsi önemli değilse,kendi yüreğinde buluyor sevgiyi Kamber Can.

            Kitap tamamen sevgiyi bulmak üzerine değil tabi ki.Sonuçta bir savaş anlatılıyor.
            Yavuz Sultan Selim’in Şiilere yaptıklarıyla,İsmail Şah’ ın Sünnilere yaptıklarını objektif bir açıdan anlatmış yazar.Okurken öyle bir hale geliyorsunuz ki,tam bir tarafa içiniz yanarken,diğer taraf yüreğinizi dağlamaya başlıyor.İki liderin de iktidar olmak için yaptıklarını dehşet içinde okuyorsunuz.
             Ayrıca yazar bir şeyi çok net anlamamızı sağlıyor:Bin tane de sebep öne sürülse savaşların asıl nedeni iktidar hırsıdır.

           Aşkı anlatırken coşturan,cengi anlatırken heyecanlandıran,ölenlerin,öldürülenlerin acısını yüreğimde hissetmemi sağlayan,kullandığı dille hep takdir ettiğim İskender Pala,bu kitabıyla da tam not aldı benden.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder