Bu kitabın özüne inebilmek için önce kısaca tanımamız gereken
biri var: Molla Lütfi.
15.yüzyılda (Fatih
Sultan Mehmet ve II. Beyazıd döneminde) yaşamış ve Ali Kuşçu’ nun
talebeliğini yapmış olan Molla Lütfi, Fatih’in özel
kütüphanesinin başına getirilmiş, böylece birçok değerli
esere ulaşarak, farklı bilimleri öğrenmiştir. Birçok eseri
bulunan Molla Lütfi, bir eserinde Eski Mısır ve Yunan
matematikçilerinin üzerinde çalıştığı Delos problemini* de
konu edinmiştir.
Pozitif bilimle
ilgilenen, Fatih’le şakalaşacak kadar yakınlık kuran (sonra
araları bozulmuştur), dönemin veziri Sinan Paşa’nın dostu,
yaşadığı devrin bilginlerini eleştirmekten çekinmeyen Mola
Lütfi, 23 Ocak 1495 tarihinde zındıklık ve ilhad suçlamasıyla
boynu vurularak idam edilmiştir.
Şimdi gelelim
kitaba,
Henüz 9 yaşındayken
anne ve babasını bir savaşta kaybeden Ornio’nun Tanrıya ve
Büyük Kartal’a(Fatih Sultan Mehmet) karşı giriştiği
mücadeleyi, Yavuz Sultan Selim’e anlatmasıyla başlar kitap.
Ornio’nun misyonu olan “delinecek bir gemi, tamir edilecek bir
duvar ve öldürecek bir çocuk var “sözünün neredeyse her
sayfada tekrarlandığı kitap, Ornio’nun Osmanlı ulemasının
arasına sızıp gemide delik açma çabalarını anlatıyor bize.
Amacına ulaşmak için bir basamak olarak gördüğü Molla
Lütfi’nin talebeliğini yapmaya başlayan Ornio bu amaç uğrunda
neler yapmaz ki...
Aşere-i Muhabbese
(on habis insan) adlı bir örgüt kurar. Molla Lütfi’nin hırslı
ve kibirli fıtratından yararlanıp, alimler arasına nifak sokar.
Molla Lütfi’nin vaazlarda söylediği cümleleri cımbızla seçip,
yanlış anlaşılmaya yol açacak şekilde tüm halka yayar. Çünkü,
dinin alimler arasında değil de halk arasında tartışılmaya
başlandığı anda insanların birbirine düşman olduğunu anlar.
İmzasız
mektuplarla ulemayı birbirine düşürür. Hatta bu mektup yazma
işini abartarak Fransa Kralı’na Cem Sultan için Beyazıd
Sultan’dan aldığı fidyeyi arttırmasını yazar.
Molla Lütfi’nin
Sinan Paşa’yla sürgüne gönderilmesinin ardından Venedik’e
gidip, Bellini’nin yardımcısı olarak döner. Bellini’nin Fatih
Sultan Mehmet’in portresini yapmasına yardım eder. Fatih’e bu
kadar yaklaşmışken de onu zehirlemeye çalışır.
Molla Lütfi’nin
söylemediği sözler yüzünden yargılanmaya başlamasıyla da,
herhangi bir yolsuzluğun sızamayacağı kadar sağlam olan Osmalı
hukuk sistemini bozmak için elinden geleni yapar. Molla lütfi’nin
zındıklık suçlamasıyla idam edilmesini ister. Böylece Osmanlı
alimlerinin yüreğine zındıklık korkusunun yerleşip, ilim
hayatının gelişmesine ve özgür fikirlerin ifade edilmesine mani
olmaya çalışır.
Kitabın sonlarına
doğru Ornio’nun nasıl yakalandığının uyandırdığı merakı
saymazsam , çok sık tekrara düşen, İskender Pala’nın diğer
kitaplarıyla kıyaslanamayacak kadar dili hafif ama etkisi az bir
kitap var karşımızda. Kitabın vermek istediği mesaj ve günümüzde
de hiçbir şeyin değişmediğini açıkça gösterebilmesi çok
isabetli olsa da Pala’dan beklediğim seviyede bir kitap değildi.
En azından okuduğum , Katre-i Matem, Babil’de Ölüm İstanbul’da
Aşk, Karun ve Anarşist, Efsane, Şah ve Sultan kitapları arasında
bir sıralama yapacak olursam , İtiraf en sonda yer alır maalesef.
Aslında kitabın
tek handikapı onu Pala’nın yazmış olması. Bu kitabı başka
biri yazmış olsaydı, biraz tekrara düşmüş ama ne kadar doğru
bir konu seçmiş, içinde ne kadar doğru mesajlar var derdim. Ama
yazar Pala olunca benim beklentim epey yükseliyor.
Pala’yı okumayı
istiyor ama dili çok ağırdır söyleminden ötürü
çekiniyorsanız, bu kitap size göre. Emin olun oldukça rahat
okuyacaksınız.
Delos Problemi:
Problemin tarihçesi ile ilgili farklı hikayeler mevcut ama benim en
çok hoşuma giden şu :
Vebayla mücadele
eden Delos halkı, Apollon rahibine müracaat eder ve salgının
geçmesi için sunak taşını iki katına çıkarmaları gerektiği
cevabını alırlar. Mimarlarla bu iş çözülemeyince, Platon’dan
yardım isterler. Bu arada aslında Apollon rahibinin amacı,
Yunanlılara matematiği ihmal ettiklerinin söylemektir. Neyse
sonuçta Platon orta orantı ile sorunun çözüleceğini ifade eder.
Molla Lütfi bu hikayeye dayanarak bir eser yazar. Küpün 2 kat
yapılmasının , yanına başka bir küp ilave etmek demek
olmadığını, küpü 8 defa büyütmek demek olduğunu açıklar.
İskender Pala'dan yıllar önce Kudemanın Kırk Atlısı adlı kitabını okumuş ve çok beğenmiştim. Ancak, tekrar bir kitabını okumak nasip olmadı. Tanıtım ve tavsiye için teşekkürler.
YanıtlaSilBen teşekkür ederim ama Pala'nın en iyi kitabı bu değil maalesef, ben Katre-i Matem i öneririm.
YanıtlaSilYazarın bir kitabı var ama hala okumadım. Okuma isteği uyandırdı. Teşekkürler...
YanıtlaSilOkuyunca da beğenirsiniz umarım, iyi okumalar.
Sil