Hangi kitapla başlayacağımı çok
düşündüm ve benim için terapi niteliği taşıyan “Çalıkuşu” ile başlamak istedim.
Elimde İnkılap Yayınevi’nin 45.baskısı
bir Çalıkuşu var.Gayet eski durumda.Basım yılı yazmıyor ama eskiliği
okunmaktan.Zira ne zaman,bu hayattan bezdim artık,hiçbir şey bana zevk
vermiyor,okumak bile açtırmıyor içimdeki çiçekleri desem,Çalıkuşu’na
sarılırım.Senede en az birkaç kez okurum.(Depresyona fazla mı meyilliyim ne )
Sonunu biliyor olmak hiç etkilemez
beni.Bilirim sonunda Feride Kamran’ına kavuşacaktır ama beni etkileyen
kavuşmaları değil. Feride’ nin aşkında sebat edişi, nefes alır gibi
sevişi,bütün zorluklara katlanışı,kederden kedere koşan Feride’nin hep etrafına
neşe saçışı. Sanırım en çok da Feride’nin bu özelliğini seviyorum çünkü ben
Feride’nin tam tersiyim.Beni üzen bir durum varsa,muhakkak
yüzüme,davranışlarıma yansır.Mendebur bir insan olur çıkarım. :)
Bu kadar gevezelikten sonra gelelim
kitaba:
Yazarımız Reşat Nuri Güntekin. 1922
yılında yazmış kitabı.1908-1918 yıllarında geçiyor olaylar.Anadolu’da yaşandığı
söylense de sanırım yazarımız için Anadolu, Bursa’dan öteye geçmiyor.Yani
Feride’nin tayin olduğu şehirlerin ismi tam verilmese de gözümde bir
Hakkari, Şanlıurfa falan canlanmıyor.
Aslında
önce oyun olarak yazmış Reşat Nuri.İstanbul Kızı adıyla.Sonra romana
çevirmiş.İyi ki de çevirmiş.
Baş kahramanımız Feride anne
ve babasını erken yaşta kaybetmiş teyzelerinin yanında büyüyen bir genç
kızdır.Sürekli ağaç tepelerinde dolandığı için adı Çalıkuşu olarak kalmıştır.
Karman,Feride’nin
kibar,yakışıklı kuzeni ve nişanlısıdır.Onu kitabın kahramanlarından bir yapan
tek şey Feride’nin ona bu kadar aşık olmasıdır.Yani üzgünüm Karman, Feride sana
aşık olmasaydı sen de olmazdın.Besime teyze,Müjgan,Şeyh Yusuf Efendi,Munise …..Daha
birçok kişi var kitapta ama benim için Feride dışındaki en önemli kişi Doktor
Hayrullah Bey’dir.
Dr.Hayrullah Bey’in Feride’nin
karşısına çıkması büyük bir şanstır.Feride yine ücra bir köyde öğretmenlik
yaparken karşılaşırlar.
Dr.Hayrullah Bey’in Kamran’a yazdığı
bir mektup var kitabın sonlarında.Sanırım romanın hiçbir yerinde Feride nin
aşkı bu kadar yoğun anlatılmamıştır.Doktor Hayrullah Bey der ki:
Bir gün ücra bir köyün ,viran bir
evinde aydınlık kadar temiz,hülya gibi güzel bir küçük İstanbul kızına tesadüf
ettim.Bu masum nazik,kibar kız çocuğunu,kudretin bu güzel ve nadide süsünü
hangi melun talih veya tesadüf,bu karanlık köyün mezbelesine atmıştı?Ruhu
ağlarken hikayeleriyle aldatmaya çalışıyordu.Ah zavallı küçük kız!Ben, senin
İstanbul’da bıraktığın gafil,aptal sevgilin miyim ki,bu ağızları yutayım?Uykuya
doymayan çocuklar gibi mahmur gözleri,nereye bastığı görünmeyen savruk
halleri,bir hayali dudağın busesiyle titriyor gibi görünen dudakları,bir hayali
kucağa sokuluyor hissini veren tavırları,hareketleri bana her şeyi anlattı.
Ve son olarak iyi ki yazmışsın Reşat
Nuri iyi ki…
hoş anlatmışsıın ama depresyona girmeeee :) reşat nuri ve hüseyin rahmiiiii gözdeleriiim :)
YanıtlaSilTeşekkürler deep, biraz depresyona meyilliyim maalesef ama vaktim yok çabuk çıkıyorum 😉
SilMerhabalar,
YanıtlaSilÇalıkuşu, benim lise yıllarımdayken okuduğum bir romandı. Özellikle romanda geçen şu söz beni çok etkilemişti: Daha o gün anlamıştım Feride; ben ömrümce seninle sınanacaktım. Çünkü insan daima en sevdiğiyle sınanır. İzniniz olursa beğendiğim diğer alıntıları da okumanız üzere sizinle paylaşmayı çok isterim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/resat-nuri-guntekin-calikusu-romanindan-hafizama-kazinan-10-alinti/
Güzel okumalar dilerim,
edebiyatla ve sağlıkla kalın.
Merhabalar, alıntıları okudum ne güzel olmuş.Ahh Çalıkuşu her cümlesi beni farklı anılara sürüklüyor.
SilBu arada adınız hiç yabancı gelmiyor, yüzünüz de. Sosyal Edebiyat Dergisi dolayısıyla çok insanla tanıştım, tanışıyorum. Sizinle de tanıştık mı acaba?