Gülse Birsel tutkum Avrupa Yakası ile başladı. Ondan önce G.A.G vardı ama orada henüz fanatikleşmemiştim. Avrupa Yakası’nı ise kaç defa izlediğimi hatırlamıyorum bile. Hala mutfakta yemek yaparken ya da gece canım çok sıkılmışsa açarım bir bölüm izlerim. Benim ikinci terapi yöntemimdir. Birincisi hala Çalıkuşu.
Gülse Birsel kitabında 2-3 saatlik bir stand-up gösterisi yapmış aslında. Öyle de güzel noktalara temas etmiş ki… Bazı yerlerde “aaa hakikaten ya gerçekten de öyle…” dedim durdum.Bizim gözümüzün önünde duran şeyleri göstermiş aslında. Kendi ailesinden,küçüklüğünden bahsetmiş, yaşadığı komik ve rezil anları da yazmış.
Boomer’lık, arabesk rap,pedagoji, içerik üretme,moda gibi birçok konuyu kendi tarzında yorumlamış.Çok da komik yazmış. Çünkü kadın komedyen.
Hep ağzım kulaklarımda okudum. Bir gevşeme bir sırıtma halleri… Vesselam çalışkan, komik, başarılı, fıstık gibi de kadın. Yazdıkları da bir çırpıda okunuyor.
Ha bir de dizi yazmış. Hem Aile Arasında 2’yi hem diziyi çok merak ettim. Sabırsızlıkla bekliyorum. Öyle gezip tozacağına çabuk bitirse bari. :)
Birkaç alıntı yapayım da içerikle ilgili de biraz fikriniz olsun. Zira yazarın yazdıklarından çok kendi hislerimi yazdım yine.
“Herhangi bir şey “gayet güzel”se bilin ki pek güzel değildir, “gayet iyi”yse çok iyi değildir. “Gayet”, “öldürmeyecek kadar” demektir.
Ben bu yıl Oscar alsam, hem oyunculuk hem senaryo yazarlığından bak,iki tane birden!Çıkıp konuşma yapsam,iki elimde birer heykel.Desem ki, “Öncelikle babama teşekkür ediyorum, her şey onun sayesinde,thank you dad, kanatlarımın altındanki rüzgar sensin.” Benimki der ki, “Niye orada öyle eğik durdun?! Niye sırtını kambur yaptın konuşurken? Heykelleri bıraksaydın önündeki masaya, şöyle dik durup öyle konuşma yapsaydın. İşte içimde kalan bir ukte daha!” Yemin ediyorum.