Ne zamandır blogger arkadaşların yaptığı mimleri görüp ben de yapmak istiyordum. Bu mimi Eğitim Pınarı'nın blogunda gördüm. Arkadaşın yazısına buradan ulaşabilirsiniz. Kendisine de teşekkür ediyorum. Ve işte benim cevaplarım:
1. Kendinde
sevmediğin özelliğin nedir?
Sanırım en
sevmediğim özelliğim gereksiz şeylere fazla takılı kalmam. Özellikle bir
başkasına söylediğim sözlerin yanlış anlaşılabileceği ihtimali hiç yakamı
bırakmaz. Birine bir laf mı söyledim tüm gece düşünürüm, aslında öyle demek
istemedim ama o beni şöyle mi anladı, kendimi yanlış anlattım galiba… Bu
cümleler bazı olaylarda sabaha kadar kafamda döner durur. Çoğu zaman karşımdaki
kişi ya beni hiç yanlış anlamamış olur ya da benim kadar düşünmemiş. Sabaha
kadar bir hiç yüzünden kendimi meşgul etmem yanıma kâr kalır. Ama bir türlü de
bu huyumu değiştiremem. En azından eskiye nazaran daha az alıngan bir insanım,
belki bu huyum da ileride ( biraz daha büyüyünce J😊) değişir.
2. En büyük
takıntın nedir?
Bariz
yapılan dil bilgisi hatalarına tahammülüm yok.
Öyle ki, kitaplarını beğenerek okuduğum bir yazarın bir kitabının ilk
sayfasında “şey” bitişik yazıldığı için kitabı bir türlü okuyamadım. Sayfayı
açıp açıp geri kapattım. Ben de hatalar yapıyorum belki de gözümden kaçanlar
oluyordur yazarken ama elimden geldiğince dikkat ediyorum. Sırf bu yüzden “whatsapp” da doğru dürüst dedikodu
bile yapamam arkadaşlarla. Ben yazdığım cümleyi dil bilgisi açısından
inceleyene kadar arkadaşlar konu değiştirmiş olur çoktan. 😊
3. Kimsenin
bilmediği bir sırrın var mı?
Sırrı
olmayan yoktur herhalde diyerek kaçayım bu sorudan.
4. Hayattaki
en büyük başarın nedir?
Kitaplarla
dolu bir dünyamın olması ve kitaplara en az benim kadar düşkün bir çocuk
yetiştiriyor olmak sanırım en büyük başarım. Umarım kızım kitaplara hiçbir
zaman arkasını dönmez.
5. Seni en
mutlu eden şey ya da şeyler nedir?
Bu soruyu
8-9 sene önce cevaplamış olsaydım çok farklı şeyler yazardım. Denizi seyretmek derdim mesela, pencereden
yağan yağmuru izlemek, puzzle yapmak, kitap okumak, müzik dinlemek… Şimdi ise
kızımın bana sarılıp “seni seviyorum anne” demesi kadar hiçbir şey mutlu edemez
beni.
6. En
sevdiğin ünlü kim?
Ünlü deyince
insanın aklına hemen şarkıcı falan geliyor ama benim için Hasan Ali Toptaş bir
numaralı ünlüdür. Gönlümde apayrı bir yeri vardır Hasanım Ali’nin.
7. Şansa
inanır mısın? Şans getirdiğini düşündüğün eşyan var mı?
Şansa
inanırım ama şans getirdiğini düşündüğüm bir eşyam yok.
8.
Hayalindeki meslek ve nedeni?
Hayalimdeki
meslek sanırım emeklilik. 😊 Emekli olup
sadece okumak ve yazmak istiyorum.
9. Kafan
bozukken yaptığın şeyler nelerdir?
“Kafan
bozukken” çok genel bir tabir. Yani eğer sinirliysem yalnız kalmak isterim. Eğer
mutsuzsam, üzgünsem uyurum. Çok mutsuzsam eğer “Çalıkuşu” kitabını okurum.
Belki ilginç gelecek ama ne zaman dibe çöksem Çalıkuşu beni yukarı çeker, mutlu
eder hatta hayata döndürür.
10. En
sevdiğin film ya da dizi.
Kitap
seçimlerimle film seçimlerimin arasında dağlar kadar fark var. Kitap okurken cümleler
uzadıkça, betimlemeler arttıkça mest olan, psikolojik tahlilleri, derin
incelemeleri ve dramı seven ben film ya da dizi seyretmeye gelince hiç
duygusallığa gelemiyorum. Filmlerde bir nebze dayanabilsem de bu tarz dizileri
izleyemiyorum. Eskiden böyle değildim ama son yıllarda arttı bu düşüncelerim. Soruya
gelirsek kaliteli komediyi ve bilim kurguyu severim. Ha bir de ailecek “Yeşilçam
Filmleri”nin hastasıyız. Tosun Paşa, Mavi Boncuk, Neşeli Günler, Hababam
Sınıfı, Süt Kardeşler… Yüzlerce kez izleyebilirim.
11. Kendine
hangi sorunun sorulmasını isterdin ve cevabın ne olurdu?
En sevdiğin
kitap hangisi diye sorulsun isterdim ki Çalıkuşu cevabını verebileyim.
Not: Ne zamandır bloga yazacağım hep unutuyorum. Sosyal Edebiyat Dergisi'nde yazdığım hikayelerden birinin linkini bırakıyorum. Bakalım blogumu takip edenler nasıl bulacak?
Hikaye: İki Saniye