15 Eylül 2017 Cuma

Kayıp Hayaller Kitabı - Hasan Ali Toptaş

Kendimi Hasan Ali Toptaş okumaktan alıkoyamıyorum, sanırım tüm kitaplarını okuyana kadar da rahat edemeyeceğim. Kayıp Hayaller Kitabı’nı da okuduktan sonra Toptaş’ın ne bulunmaz bir nimet olduğunu daha iyi anladım.Belki siz okuyunca bambaşka bir kitapla karşılaşırsınız ama ben mükemmel bir kitap okudum.

Toptaş bu kitabında küçük bir kasabada yaşayan Hasan, dedesi ve Hasan’ın arkadaşı Hamdi’nin dedesinin yaşadıklarını anlatıyor. Büyülü gerçekçiliğin tüm özelliklerini barındıran kitap, çoğul anlatıcıya sahip ve kimi zaman anlatıcıları birbirine karıştırabiliyorsunuz. Anlatan Hasan mı şimdi, yoksa dedesi mi dediğim birçok bölüm oldu açıkçası. Çünkü olaylar bir sis perdesinin arkasından gösteriliyor gibi. Önünüzden geçen gölgelerin arasından gerçekleri seçmeye çalışıyorsunuz ama çok da kolay değil bu. Hangi söz gerçek , hangi söz anlatanın hayal gücüne dayanıyor, tamamen bir muamma.

Bazen gölgelerin kişilik kazanmasına, bazen bir mezar taşının, bir asanın konuşmasına, bazen de bir köpeğin insana dönüşmesine tanık oluyorsunuz ve soruyorsunuz:
 Anlatıcı bunları hayal mi ediyor, gördüklerini mi farklı yorumluyor yoksa her şey bir çocuğun rüyasından mı ibaret?

Peki kitapta tam olarak ne anlatılıyor, kitabın konusu ne diyecek olursanız, görünürde;

Elinde, içinde ne olduğu bilinmeyen bir torbayla dolaşan, varlığı da yokluğu da kanıtlanmayan Kevser, Hasan’ın dedesinin Kevser’ e olan aşkı, Hasan’ın babası Hicabi’nin bir türlü yapmaya başlayamadığı ev, yaşanan yoksulluk, kasabaya elektriğin gelmesi…
Ama satır aralarına, görünmeyen kelimelere bakarsanız hem her şeyin hem de hiç bir şeyin anlatıldığını, var olmakla yok olmanın iç içe geçişinin kapısının aralandığını görürsünüz.

            Kitabın sonuna gelindiğinde ise yazar, okurlarını birçok soruyla baş başa bırakıyor, böylece kitap bittikten sonra da okurun anlatılanlarla ilgilenmesini sağlıyor.Okuru aktif hale getirmek böyle bir şey olsa gerek.Zaten Hasan Ali Toptaş, okurun elinden tutup, onu hikayenin sokaklarında dolaştıran bir yazar değil. O size yolu işaret eder, yolda nelerle karşılaşacağınız ise size bağlıdır.


 Kitapları seven herkesin en az bir Hasan Ali Toptaş kitabı okuması gerektiğine inanan kalemucunun beğendiği bu kitabı okumaya karar verirseniz, bol miktarda noktalı virgüllerle arka arkaya sıralanan, bazen iki sayfa süren cümlelere hazırlıklı olun ve Toptaş’ın kitaplarını okurken kelimelerin etrafa yaydığı müziği duymaya çalışın.