“Zaten insan bir yol ayrımında durup bekliyorsa mutlaka yanlış yolu seçiyor,” demiştim Hayat Hanım’ı yorumlarken. Sahi yanlış yolu değil de diğerini seçseydik hayatımız nasıl olurdu acaba diye düşündünüz mü hiç? Seçtiğimiz yolu değiştirme şansı verilseydi peki? Belki de hayatımız bambaşka bir yola evrilirdi kim bilir…
Gece Yarısı Kütüphanesi tam olarak bunu anlatıyor işte.
Nora; yaptığı tüm seçimlerden pişman, gitmediği yolların hayaliyle kendini dünyaya kapatmış, mutsuz bir yaşam sürer. Artık böyle yaşayamayacağını düşünüp hayatına son vermeye karar verir. Hayatına son vermek istediği gece ise gözlerini bir kütüphanede açar.
Önüne tüm pişmanlıklarının yazılı olduğu büyük ve kalın bir kitap getirir görevli.
Ve ona bir şans verilir. İstediği pişmanlığı seçip değiştirme şansı…
İlk olarak sevgilisinden ayrılmayıp evlenseydi nasıl bir hayatının olacağını merak eder ve kendini o hayatın içinde bulur.
Gittiği hayatta hayal kırıklığı yaşadığı anda tekrar kütüphaneye dönecektir. Böylece Nora, şarkı söylemeyi bırakmadığı, yüzmeye devam ettiği, bir buz bilimci olarak çalıştığı, anne olduğu, arkadaşını yüz üstü bırakmayıp Avustralya’ya gittiği birçok hayatı deneyimler.
Ta ki asıl meseleyi çözene kadar. Nora, yaşadığı bazı hayatlar mükemmel olmasına rağmen yine de kalamaz o hayatlarda. Bazı hayatlarda ise dibi görür tabiri caizse.
Kitabın konusunu, anlatmak istediği meseleyi beğendim açıkçası. Peki, yılın en iyi roman ödülünü hak ediyor mu? Orası tartışılır. Kimi tanıtımlarda yazıldığı gibi baştan çıkarıcı bir kitap değil ama sürükleyici. Kitabın başlarında ilginç gelen bir hayatın farklı versiyonlarını yaşama şekli ise kitabın yarısından sonra tılsımını yitiriyor.
Çünkü kitabın yarısından sonra Nora’nın o hayatların hiçbirinden memnun kalmayacağını, aslında mutluluğun var olan hayatı olduğunu anlıyorsunuz. Yani bir nevi kamu spotu veriyor yazar.
Elinizdekilerin kıymetini bilin, hayatınıza farklı yönlerden bakın, hayatınızdaki güzellikleri görmeye çalışın vs. vs.
Tabii bu mesajlar okunmaya değer elbette ama kitabın içinde Schrödinger’in adının geçmesi ya da başka bir karakterin de farklı versiyonlar yaşadığının anlatılması kitabı kuantum fiziği temeline oturmuş bir kitap yapmıyor.
Kısacası sürükleyici, kafamı dağıtacak bir kitap okumak istiyorum derseniz elinizden bırakamadan okursunuz.